İNSAN DENİLİNCE HATIRLANIYOR MUYUZ?
- Semih KIZILTAN
- 29 Nis 2017
- 1 dakikada okunur

Ali URAL 'ın "Posta Kutusundaki Mızıka" adlı kitabının hemen arka sayfasındaki yazıya gözlerim takılmıştı.Yazı aynen şöyleydi:
"Sevgili Dost! Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?"

Satırlar bittiğinde yazarın bu soruyu bana sorduğunu hissettim. Cevaplamaya başladım:
"Tabiki hatırlanmıyoruz! Neden mi? Hangi birimiz adaleti hakkıyla yaşatıyoruz?
Hangi birimiz sokaktaki "kötü" görünümlü birine dostça yaklaşıyoruz? Hangimiz saygılıyız? Saygı deyince sadece insana duyulan saygı değil. Doğaya,hayvanlara,yaratılmış her şeye duyulan saygıdan bahsediyorum.
Çoğu zaman saygıdan ve merhametten çıkarlarımız uğruna uzaklaşabiliyoruz. Çoğu zaman sadece tüketen, üzerine bastığımız toprağı kirleten varlıklardan ibaret olabiliyoruz.
İnsan... Eşref-i Mahluk... Hangimiz bu makama ait olabiliyoruz?
Bu soruyu ara ara kendinize sorup cevaplamanız dileğimle...
Comments